Meal Seç / Sure Seç

Maun Suresi

TÜRKÇE - MUHAMMED ESED KURAN TEFSİRİ


( MUHAMMED ESED KURAN TEFSİRİ )

107 - Maun
RAHMÂN, RAHÎM ALLAH ADINA (1)

1 - Otoritelerin çoğunluğuna göre, (9. sure -Tevbe- hariç bütün surelerin başında yer alan) bu ifade Fâtiha'nın ayrılmaz bir parçasını oluşturur. Bu nedenle 1. ayet olarak numaralandırılmıştır. Bütün diğer örneklerde ise besmele, surelerin başında yer alır ve fakat ayet sayılmaz. Rahmân ve Rahîm ilahî sıfatlarının her ikisi de "bağışlama", "merhamet", "şefkat" anlamına gelen ve fakat daha da kapsayıcı bir mana ifade eden rahmet isminden (bu ismin masdarından) türetilmişlerdir. İlk zamanlardan bu yana İslam alimleri, bu iki terimi birbirinden ayıran anlam nüanslarını tanımlamaya çalışmışlardır. Bu açıklamaların en ikna edici ve sade olanı İbni Kayyım'a aittir (Menâr I, 48'den naklen): (Ona göre,) Rahmân terimi, Allah'ın Varlığı kavramında içkin (mündemiç) bulunan ve ondan koparılması mümkün olmayan rahmet saçıcılığı vasfını kapsarken, Rahîm, bu rahmetin O'nun mahlukatı üzerindeki tezahürünü ve onlar üzerindeki etkisini, başka bir deyişle O'nun aktivite (faaliyet) tarafını ifade eder.

        
Hz. Peygamber'in nübüvvetinin ilk yıllarında (muhtemelen 102. sureden -Tekâsür- sonra) nazil olan bu surenin adı, son ayetinde geçen mâ‘ûn sözünden alınmıştır. Bazı müfessirlerin, 4-7. ayetlerin Medine'de nazil olduğunu iddia etmeleri, hiçbir tarihsel veya belgesel delile dayanmamaktadır ve bu sebeple gözönüne alınmayabilir.
1. HİÇ bütün bir ahlakî değerler sistemini yalanlayan (1) [birini] tasavvur edebilir misin?

1 - Yani, böyle bir dinde ve dolayısıyla, ahlakî kurallar kavramında (ki dîn teriminin en temel anlamlarından biridir -karş. 109:6, not 3) herhangi bir objektif geçerlilik bulunmadığını iddia eden. Bazı müfessirler, dîn teriminin yukarıdaki bağlamda "hüküm/hesap", yani Hesap Günü anlamında kullanıldığını ileri sürerler ve bu ibareyi "Hesap Günü'nü yalanlayan" şeklinde yorumlarlar.

2. İşte böyle biridir, yetimi itip kakan,
3. yoksulu doyurma arzusu/gayreti duymayan. (2)

2 - Lafzen, "gayret vermeyen", yani kendine.

4. Yazıklar olsun şu namaz kılıp duranlara,
5. onlar ki kalpleri namazlarına yabancıdır, (3)

3 - Lafzen, "namazlarına karşı [bilerek] gaflet içindedirler".

6. onlar ki niyetleri yalnızca görülüp takdir edilmektir,
7. ve üstelik onlar, [insanlara] en ufak bir yardımı bile reddederler! (4)

4 - Mâ‘ûn terimi, kişinin günlük hayatında ihtiyaç duyduğu birçok küçük şeyi ve insanlara bu yolla yardım etme şeklinde kendini gösteren arızî yardımseverliği ifade eder. Daha geniş anlamda ise, herhangi bir zorluk anındaki "yardım" veya "desteğ"i gösterir.

KURAN uygulamasını telefonunuza siz de yükleyin: