1, 2, 3, 4, 5, 6, 7. |
Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
|
8. |
Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,
|
9. |
Gök yarıldığı zaman,
|
10. |
Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,
|
11. |
Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir).
|
12. |
(Bu) hangi güne ertelenmiştir?
|
13. |
Hüküm ve ayırım gününe.
|
14. |
Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin.
|
15. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
16. |
Biz öncekileri helak etmedik mi?
|
17. |
Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız.
|
18. |
Biz suçlulara işte böyle yaparız.
|
19. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
20. |
Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı?
|
21, 22. |
Sonra onu belli bir süreye kadar sağlam bir yerde (ana rahminde) tuttuk.
|
23. |
Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz!
|
24. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
25, 26. |
Biz yeryüzünü dirileri de ölüleri de toplayan (bir yurt) yapmadık mı?
|
27. |
Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi?
|
28. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
29. |
Onlara şöyle denecek: "Yalanlamakta olduğunuz şeye (cehennem azabına) gidin."
|
30, 31. |
"Üç kola ayrılmış gölgeye gidin ki, o ne gölgelendirir ne de alevden korur."
|
32. |
Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar.
|
33. |
Bunlar sanki birer kızıl devedir.
|
34. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
35. |
Bu, konuşamayacakları gündür.
|
36. |
Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler.
|
37. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
38. |
Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır.
|
39. |
Eğer bir tuzağınız varsa haydi bana tuzak kurun!
|
40. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
41. |
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar.
|
42. |
Canlarının çektiği meyveler içerisindedirler.
|
43. |
"Yapmakta olduğunuz şeylere karşılık afiyetle yiyin için."
|
44. |
Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız.
|
45. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
46. |
Ey inkar edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız.
|
47. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
48. |
Onlara, "Rükû edin (namaz kılın)" dendiği zaman rükû etmezler.
|
49. |
O gün vay yalanlayanların haline!
|
50. |
Onlar artık ondan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar? |